Kanaat Bölümü

Kanaat ile ilgili Hadisler

Kanaat ile ilgili Hadisler

Hadis No : 4841
Ravi: Ubeydullah İbnu Mihsan el-Hutami
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden kim nefsinden emin, bedeni sıhhatli ve günlük yiyeceği de mevcut ise sanki dünyalar onun olmuştur.”

Kaynak: Tirmizi, Zühd 34, (2347); İbnu Mace, Zühd 9, (4141)

 

Hadis No : 4842
Ravi: Osman
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur, ikamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız bir ekmek ve su.”

Kaynak: Tirmizi, Zühd 30, (2342)

 

Hadis No : 4843
Ravi: Fadale İbnu Ubeyd
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “İslam hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maişeti olup, buna kanaat edene ne mutlu!”

Kaynak: Tirmizi, Zühd 35, (2350)

 

Hadis No : 4844
Ravi: Ebu Saidi’l-Hudri
Tanım: Ensar (ra)’dan bazı kimseler, Resulullah (sav)’dan bir şeyler talep ettiler. Aleyhissalatu vesselam da istediklerini verdi. Sonra tekrar istediler, o yine istediklerini verdi. Sonra yine istediler, o isteklerini yine verdi. Yanında mevcut olan şey bitmişti; şöyle buyurdular: “Yanımda bir mal olsa, bunu sizden ayrı olarak (kendim için) biriktirecek değilim. Kim iffetli davranır (istemezse), Allah onu iffetli kılar.Kim istiğna gösterirse Allah da onu gani kılar. Kim sabırlı davranırsa Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ihsanda bulunulmamıştır.” [Rezin rahimehullah şu ziyadede bulunmuştur: “İslam’a girip, yeterli miktarla rızıklandırılan ve verdiği bu miktara Allah’ın kanaat etmeyi nasip ettiği kimse kurtuluşa ermiştir.”]

Kaynak: Buhari, Zekat 50, Rikak 20; Müslim, Zekat 124, (1053); Muvatta, Sadaka 7, (2, 997); Ebu Davud, Zekat

 

Hadis No : 4845
Ravi: Ebu Ümame
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Ey ademoğlu! Eğer fazla malını Allah yolunda harcarsan bu senin için daha hayırlıdır. Kendine saklarsan senin için zararlıdır. Kefaf (yeterli miktar) sebebiyle levm edilmezsin. (Harcamaya), bakımları üzerinde olanlardan başla. Üstteki el (yani veren), alttaki elden (yani alandan) daha hayırlıdır.”

Kaynak: Müslim, Zekat 97, (1036); Tirmizi, Zühd 32, (2344)

 

Hadis No : 4846
Ravi: Ömer
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Siz Allah’a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırıdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz.”

Kaynak: Tirmizi, Zühd 33, (2345)

 

Hadis No : 4847
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Zenginlik mal çokluğuyla değildir. Bilakis zenginlik göz tokluğuyladır.”

Kaynak: Buhari, Rikak 15; Müslim, Zekat 120, (1051); Tirmizi, Zühd 40, (2374)

 

Hadis No : 4848
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “(Hakiki) fakir, kapı kapı dolaşırken verilen bir iki lokmanın veya bir iki hurmanın geri çevirdiği kimse değildir. Fakat gerçek fakir, ihtiyacım giderecek bir şey bulamayan ve halini anlayıp kendisine tasaddukta bulunacak biri çıkmayan, (buna rağmen) kalkıp halktan birşey istemeyen kimsedir.”

Kaynak: Buhari, Zekat, 53, Tefsir, Bakara 48; Müslim, Zekat 102, (1039); Muvatta, Sıfatu’n-Nebiyy 7, (2, 923

 

Hadis No : 4849
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden biri, mal ve yaratılışça kendisinden üstün olana kakınca, nazarını bir de kendisinden aşağıda olana çevirsin. Böyle yapmak, Allah’ın üzerinizdeki nimetini, küçük görmemeniz için gereklidir.” [Rezin bir rivayette şu ziyadede bulundu: “Avn İbnu Abdillah İbnu Utbe rahimehullah dedi ki: “Ben zenginlerle düşüp kalkıyordum. O zaman benden daha heveslisi yoktu. Bir binek görsem benimkinden daha iyi görürdüm; bir elbiseye baksam, benimkinden daha iyi olduğuna hükmederdim. Ne zaman ki bu hadisi işittim, fakirlerle düşüp kalktım ve rahata erdim.”]

Kaynak: Buhari, Rikak 30; Müslim, Zühd 8, (2963); Tirmizi, Kıyamet 59, (2515)

 

Hadis No : 4850
Ravi: İbnu Ömer
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Sizden biri dilenmeye devam ettiği takdirde yüzünde bir parça et kalmamış halde Allah’a kavuşur.”

Kaynak: Buhari, Zekat 52; Müslim, Zekat 103, (1040); Nesai, Zekat 83, (5, 94)

 

Hadis No : 4851
Ravi: Semüre İbnu Cündeb
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “İstemeler bir nevi cırmalamalardır. Kişi onlarla yüzünü cırmalamış olur. Öyle ise, dileyen (hayasını koruyup) yüz suyunu devam ettirsin, dileyen de bunu terketsin. Şu var ki, kişi, zaruri olan (şeyleri) iktidar sahibinden istemelidir.”

Kaynak: Ebu Davud, Zekat 26, (1639); Tirmizi, Zekat 38, (681); Nesai, Zekat 92, (5, 100)

 

Hadis No : 4852
Ravi: Aiz İbnu Amr
Tanım: Bir adam Resulullah (sav)’dan birşeyler istedi. Aleyhissalatu vesselam da verdi. Adam dönmek üzere ayağını kapının eşiğine basar basmaz, Aleyhissalatu vesselam: “Dilenmede olan (kötülükleri) bilseydiniz kimse kimseye birşey istemek için asla gitmezdi!” buyurdular.

Kaynak: Nesai, Zekat 83, (5, 94, 95)

 

Hadis No : 4853
Ravi: Zübeyr
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kişinin iplerini alıp dağa gitmesi, oradan sırtında bir deste odun getirip satması, onun için, insanlara gidip dilenmesinden daha hayırlıdır, insanlar istediğini verseler de vermeseler de.”

Kaynak: Buhari, Zekat 60, Büyu 15

 

Hadis No : 4854
Ravi: Sevban
Tanım: Resulullah (sav) (bir gün): “Cenneti garanti etmem mukabilinde, insanlardan hiçbir şey istememeyi kim garanti edecek?” buyurdular. Sevban (ra) atılıp: “Ben, (Ey Allah’ın Resulü!)” dedi. Sevban (bundan böyle) hiç kimseden birşey istemezdi.

Kaynak: Ebu Davud, Zekat 27, (1643); Nesai, Zekat 86, (5,96)

 

Hadis No : 4855
Ravi: Muaviye
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “İstemede ısrar etmeyin. Vallahi, kim benden bir şey ister, ben ona vermek arzu etmediğim halde, ısrarı (sebebiyle) bir şey kopartırsa, verdiğim o şeyin bereketini görmez.”

Kaynak: Müslim, Zekat 99, (1038); Nesai, Zekat 88, (5, 97, 98)

 

Hadis No : 4856
Ravi: İbnu’l-Firasi
Tanım: İbnu’l-Firasi’nin anlattığına göre, babası (ra): “Ey Allah’ın Resulü! (ihtiyacımı başkasından) isteyeyim mi?” diye sormuş, Aleyhissalatu vesselam da: “Hayır, isteme! Ancak istemek zorunda kalmışsan, bari salihlerden iste!” buyurmuşlardır.

Kaynak: Ebu Davud, Zekat 28, (1646); Nesai, Zekat 84, (5, 95)

 

Hadis No : 4857
Ravi: İbnu Mes’ud
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim, kendisini müstağni kılacak miktarda malı olduğu halde isterse, kıyamet günü, istediği şey suratında bir tırmalama veya soyulma veya ısırma yarası olarak gelir!” Yanında bulunanlar: “Kişiyi müstağni kılan (miktar) nedir?” diye sordular. “Kırk dirhem altın veya o kıymette bir başka şey” buyurdular.

Kaynak: Ebu Davud, Zekat 23, (1626); Tirmizi, Zekat 22, (650); Nesai, Zekat 87, (5, 97); İbnu Mace, Zekat 26

 

Hadis No : 4858
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim (malını artırmak için) insanlardan dilenirse, o mutlak surette ateş talep etmiş olur. Öyleyse ister azla yetinsin isterse çoğaltmayı istesin, (artık kendisi bilir}!”

Kaynak: Müslim, Zekat 105, (1041)

 

Hadis No : 4859
Ravi: Kabisa İbnu Muharik
Tanım: Sulh için diyet (hamale) ödemeyi kabullenmiştim. Bu hususta yardım istemek için Resulullah (sav)’ı aradım ve karşılaştık. (Meseleyi açınca): “Bekle, bize sadaka malı gelecek. O zaman ondan sana da verilmesini emrederim” buyurdular. Sonra da: “Ey Kabisa! İstemek, üç kişi dışında hiç kimseye helal olmaz: Sulh diyeti (hamale) kabullenen kimse. Buna, gereken miktarı buluncaya kadar, istemeği helaldir. Ama o miktara ulaşınca, artık istemez. Afete uğrayıp malını kaybeden kimse. Buna da maişetini temin edecek miktarı elde edinceye kadar istemesi helaldir. Fakirliğe uğrayan adam. Eğer kavminden üç kişi, “Falancaya fakirlik isabet etti” diye ittifak ederlerse, geçimine yetecek miktarı elde edinceye kadar istemesi helaldir. Bunlar dışında istemek, ey Kabisa haramdır.”

Kaynak: Müslim, Zekat 109, (1044); Ebu Davud, Zekat 26, (1640); Nesai, Zekat 86), (5, 96, 97)

 

Hadis No : 4860
Ravi: Enes
Tanım: Ensari bir zat gelip Resulullah (sav)’dan birşeyler istemişti. “Evinde hiçbir şey yok mu?” buyurdular. Adam: “Evet,” dedi. “Bir çulumuz var. Bir kısmıyla örtünüp, birkısmını da yaygı olarak yere seriyoruz! Bir de su içtiğimiz kabımız var.” “Onları bana getir!” diye emrettiler. Adam gidip getirdi. Aleyhissalatu uesselam eşyaları eline alıp: “Şunları satın alacak yok mu?” buyurdular. Bir adam: “Ben bir dirheme satın alıyorum” dedi. Resulullah (sav): “Bir dirhemden fazla veren yok mu?” dedi ve iki üç sefer tekrarlayarak (açık artırmaya çıkardı). Orada bulunan bir adam: “Ben onlara iki dirhem veriyorum” dedi. Aleyhissalatu vesselam eşyaları ona sattı, iki dirhemi alıp Ensariye verdi ve: “Bunun biriyle ailen için yiyecek al, ailene ver. Diğeriyle de bir balta al bana getir!” buyurdular.

Adam gidip bir balta alıp getirdi. Resulullah (sav), ona eliyle bir saplık geçirdi. Sonra: “Git, odun eyle, sat ve on beş gün bana gözükme!” buyurdu. Adam aynen böyle yaptı, sonra yanına geldi. Bu esnada on dirhem kazanmış, bunun bir kısmıyla giyecek, bir kısmıyla da yiyecek satın almıştı. Resulullah (sav): “Bak, bu senin için, kıyamet günü alnında dilenme lekesiyle gelinenden daha hayırlıdır!” buyurdu ve sözlerine şöyle devam etti: “Dilenmek, sersefil, fakra düşmüş veya rüsvay edici borca batmış veya elem verici kana bulaşmış inanlar dışında, kimseye caiz değildir.”

 

Kaynak: Ebu Davud, Zekat 26, (1641); Tirmizi, Büyu 10, (1218); İbnu Mace, Ticarat 25, (2198)
Hadis No : 4861
Ravi: Habeşi İbnu Cünade es-Selüli
Tanım: Resulullah (sav) Arafat’ta vakfede iken bir bedevi gelerek ridasının bir ucundan tutup, ondan bunu istedi. Aleyhissalatu vesselam da onu ona verdi. Adam ridayı beraberinde alıp gitti. Tam o sırada dilenmek haram kılındı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Sadaka zengine helal değildir; sağlığı yerinde güç kuvvet sahibine de helal değildir. O, sersefil edici, fakre düşen, haysiyeti kırıcı borca giren, eleme boğan kana bulaşan kimseler dışında hiç kimseye helal değildir. Öyleyse, kim malını artırmak için insanlara el açarsa, bu, kıyamet günü suratında cırmalama yaralarına ve cehennemde yiyeceği kızgın taşlara dönüşür. Öyleyse (buyursun) dileyen azla yetinsin, dileyen de çoğaltmaya çalışsın.” [Rezin merhum şu ziyadede bulunmuştur: “Ben, bir adama ihsanda bulunurum. Adam da onu koltuğunun altına koyarak alıp gider veya yiyip midesine indirir. Halbuki bu, (eğer layık değilse) o adam için ateşten başka bir şey değildir. Resulullah’ın bu sözü üzerine Hz. Ömer (ra): “Ey Allah’ın Resulü! Öyleyse ateş olan bir şeyi niye veriyorsunuz?” diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: “Allah benim cimri olmamı kabul etmedi, insanlar da benden istememeyi kabul etmedi!” cevabını verdi. Orada bulunanlar: “Dilenmeyi haram kılan zenginlik nedir?” diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: “Sabah veya akşam yetecek kadar yiyecektir!” buyurdular.”]

Kaynak: Tirmizi, Zekat 23, (653)

 

Hadis No : 4862
Ravi: İbnu Mes’ud
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Kim kendisine gelen bir fakirliği hemen halka intikal ettirirse (yani onlara açarak dilenmeye kalkarsa), onun fakirliğinin önüne geçilmez. Kime de fakirlik gelir, o da bunu Allah’a açarsa, Allah ona er veya geç rızkıyla imdat eder.”

Kaynak: Tirmizi, Zühd 18, (2327); Ebu Davud, Zekat 28, (1645)

 

Hadis No : 4863
Ravi: İbnu Abbas
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “İnsanların en şerlisi, “Allah rızası için” diyerek dilenip de, istediği verilmeyen kimsedir.” İbnu Abbas derdi ki: “Allah rızası için” diyerek istekte bulunmayın. Bu tabiri sadece Allah’tan isterken kullanın.” [Rezin tahric etti. Hadis Suyuti’nin el-Camiu’s-Sagir’inde mevcuttur. (Feyzu’l-Kadir şerhi 4, 159); Nesai’de de, hadisin birinci kısmı, uzun bir rivayetin bir parçası olarak geçer. (Zekat 74, (5, 83-84)]

Kaynak: Rezin

 

Hadis No : 4864
Ravi: Ali
Tanım: Anlatıldığına göre, arafe günü (dilenerek) insanlardan (sadaka) isteyen bir adam görür ve: “Yani şu günde, şu yerde Allah’tan başkasından mı istiyorsun?” der ve adama çubuğunu vurur. [Rezin tahric etmiştir.]

Kaynak: Rezin

 

Hadis No : 4865
Ravi: Ömer
Tanım: Şöyle hitap etmiştir: “Ey insanlar! Bilin ki tamahkarlık fakirliktir, yeis (tamahkar olmamak) zenginliktir. Kişi bir şeye tamah göstermezse ondan müstağni olur.” [Rezin tahric etmiştir.]

Kaynak: Rezin

 

Hadis No : 4866
Ravi: İbnu Ömer
Tanım: (Babası) Ömer İbnu’l-Hattab (ra) dedi ki: “Resulullah (sav), (zaman zaman) bana ihsanda bulunuyordu. (Her seferinde ben): “(Ey Allah’ın Resulü!) bunu, buna benden daha muhtaç olan birine verseniz!” diyordum. Resulullah (sav) da: “Al bunu! Bu maldan, sen istemediğin ve gelmesini bekler durumda olmadığın halde gelen birşey otursa onu al ve temellük et (yani kendi malın kıl, malın olduktan sonra) dilersen ye, dilersen sadaka olarak bağışla. (Bu vasıfta) olmayan mala nefsini bağlama!” buyurdular. (Hadisi İbnu Ömer’den rivayet eden) Salim der ki: “Bu (hadis) sebebiyle Abdullah, kimseden bir şey istemezdi, (kendiliğinden) gelen bir şey olursa onu da reddetmezdi.”

Kaynak: Buhari, Ahkam 17, Zekat 51; Müslim, Zekat 110, (1045); Nesai, Zekat 94, (6, 106)

 

Hadis No : 4867
Ravi: Amr İbnu Tağlib
Tanım: Resulullah (sav)’a bir mal -veya bir şey- getirilmişti. Hemen onu taksim edip dağıttı. (Ancak, bunu yaparken) bir kısmına verdi, bir kısmına vermedi. Kendilerine verilmemiş olan kimselerin, sonradan hakkında dedikodu yaptıkları kulağına geldi. Bunun üzerine, (uygun bir fırsatta, halka hitap etmek üzere doğruldu). Allah’a hamd ve sena ettikten sonra: “Sadede gelince; vallahi ben, birine verip diğerine vermediğim olur (bu doğrudur, ancak) vermediğim, nazarımda, verdiğimden daha çok sevgiye mazhardır. Ben birkısım insanlara, kalplerinde gördüğüm sabırsızlık ve hırs sebebiyle veririm; birkısmını da, Allah Teala’nın kalplerine koymuş bulunduğu zenginlik ve hayra havale eder (ve onlara bir şey vermem). İşte bunlardan biri Amr İbnu Tağlib’dir!” buyurdular. Amr devamla der ki: “Vallahi, Resulullah (sav)’ın (hakkımda telaffuz buyurduğu) bu kelamına bedel kırmızı develerim olsaydı bu kadar sevinmezdim.”

Kaynak: Buhari, Cum’a 29, Humus 19, Tevhid 49

Kütüb-i Sitte Hadis arşivine ulaşmak için tıklayın!

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu