Ebeveynin Vefatından Sonraki Kırk Hak
Ebeveynin Vefatından Sonraki Kırk Hak
1- Definlerinde erken davranmak.
2- Sünnet üzere yıkamak. Bu işi bilen iyi kimselere yıkatmalıdır.
3- Sünnet üzere kefenlemek.
4- Câiz olmıyan kefen yapmamak.
5- Sünnet olan sayıya dikkat etmek. Erkeklere 3 parçadan fazla yapmamak.
6- Kefende isrâf etmemek.
7- Helâl parasından kefen almak.
8- Cenâze namazını biliyorsa kendisi kıldırmak. Bid’at ehli kimselere kıldırmamak.
9- Onlara hep duâ etmek. Hadîs-i şerîfte (Ana-babasına duâ etmiyenin rızkı kesilir) buyuruldu. (Şir’a)
10- Toprağa kendisi koymak.
11- Mezârı kazan ve çalışanları memnûn etmek.
12- İyi ve sâlih kimselerin arasına defnetmek.
13- Kötülerin arasına gömmemek. Çünkü kötü komşudan onlara sıkıntı gelir. Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki:
(Ölülerinizi sâlih insanların arasına defnediniz! Çünkü hayattaki bir kimse kötü komşudan rahatsız olduğu gibi, ölü de, kötü komşudan rahatsız olur.) [Hâkim]
14- Kabrin üzerini balık sırtı gibi yapmak.
15- Kerpiç kullanmak.
16- Pişmiş tuğla kullanmamak. Çivi, tuğla gibi fırınlanmış şeyleri kabrin içinde kullanmak mekrûhtur. Kabrin üstünü, dışardan tuğla ve mermerle örtmek câizdir.
17- Toprağı başında sadaka vermek.
18- Kabir başında duâ etmek. [Sadakayı ve duâyı geciktirmemek. 40. ve 52. gece gibi bid’at olan işlerden uzak durmak.]
19- Borçlarını ödemek. Borcu ödenmiyen kimse, kabirde eli ve dili bağlı olur, konuşamaz. Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki:
(Ölülerinizin borçlarını ödemede acele ediniz!) [İbni Mâce]
20- Telkîni kendi vermek. Hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki:
(Ölü, toprakla örtülünce, biriniz kabrin başında telkin versin! Çünkü o vefât eden kimse, “Bizi irşâd et de Allah da sana rahmet etsin” der. Fakat siz bunu duyamazsınız. Telkin veren, “Dünyadan çıkarken, Allahın birliğini, Muhammed aleyhisselâmın O’nun kulu ve Resûlü olduğunu, Allahı Rab, İslâmiyeti din, Kur’ân-ı İmâm kabûl ettiğini hatırla!” desin!) [Deylemî]
21- İskâtını hemen yapmak. Ölünün namaz ve oruç borcu için, başkası onun yerine namaz kılamaz ve oruç tutamaz. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Başkası yerine oruç tutulmaz ve namaz kılınmaz. Fakat onun orucu ve namazı için fakir doyurulur.) [Nesâî]
22- Mezâr taşına câiz olmıyan ifâdeler yazdırmamak. Meselâ Fâtiha veya Besmele veya âyet yazmak câiz değildir. Yazılması câiz olanı da Latin harfleriyle de yazmamalıdır! Başkaları uzun yıllardan beri yazıyorsa da, câiz değildir.
23- Vasıyetlerini yerine getirmek. Dine uygun değilse yerine getirilmez. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Ölülerinizin vasıyetlerini yerine getiriniz!) [İbni Mâce]
24- Namazlardan sonra duâ edip, sevâblarını onların rûhlarına göndermek. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Ana-babasına âsî olan, vefâtlarından sonra, onlar için duâ etse, Allahü teâlâ, onu, ana-babasına itâ’at edenlerden yazar.) [Y.Ebiddünya]
25- Sevâbı onlara olmak üzere oruç tutmak.
Bir kimsenin, namaz, oruç ve sadaka gibi yaptığı bütün ibâdetlerin sevabını başkasına hediye etmesi câizdir. (Hidâye)
Nâfile sadaka veren kimsenin, sevâbının bütün mü’minlere verilmesi için niyyet etmesi çok iyi olur. Kendi sevâbından hiç azalmadan, bütün mü’minlere de sevâbı erişir. (Tatârhaniyye)
Farz ve nâfile ibâdetlerin sevâbı, ölülere ve dirilere hediye edilebilir. İbâdeti yaparken, sevâbını başkasına bağışlamaya niyet etmek câiz olduğu gibi, ibâdeti kendi için yapıp, sonra sevâbını başkasına hediye etmek de câizdir. Sevâb, hediye edilenlere taksîm edilmeksizin, herbirine bütünü kadar erişir. Her çeşit ibâdetin sevâbı Resûlullahın mübârek ruhuna da gönderilebilir. (Redd-ül muhtâr)
Ölünün namaz ve oruç borcu için, başkası onun yerine namaz kılamaz ve oruç tutamaz. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, başkası yerine oruç tutamaz ve namaz kılamaz. Fakat onun orucu ve namazı için fakiri doyurur.) [Nesâî]
Bir kimse, “Ya Resûlallah, anam-babam öldükten sonra onlara yapacağım bir iyilik var mıdır?” dedi. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Evet, onlar için duâ ve istigfâr etmek, borçlarını ödemek, dostlarına ikrâm etmek, onların yakınlarını ziyâret etmek sûretiyle onlara ikrâmda bulunulur.) [Hâkim]
Ölmüş ana-babası için duâ eden, iyilikte, hayır ve hasenâtta bulunan kimse, onların haklarını ödemiş olur. Ana-babanın kabir toprağını öpmek câizdir. Bir kimse, Resûlullaha, Cennet kapısının eşiğini öpmeye yemîn ettim, ne yapayım dedikte, (Ananın ayağını öp) buyurdu. Anam babam yok deyince, (Kabirlerini öp! Kabirlerini bilmiyorsan, iki çizgi çizip onların kabri olarak niyyet ederek, bu çizgileri öp! Yemînini yerine getirmiş olursun) buyurdu. (Kifâye)
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, ana-babasına âsî olsa, onlar öldükten sonra, onlar için hayır duâda bulunsa, Allahü teâlâ, o kimseyi, ana-babasına itâ’at eden iyilerden yazar.) [İ.Ebiddünya]
(Bir kimsenin âile efradından birisi ölse, sadaka verip sevâbını ona bağışlasalar, Cebrâil aleyhisselâm o sevâbı, nûrdan tabak içinde ona getirip, mezarının yanında durur. “Ey mezârdaki kişi, bu, sana ehlinin, dostlarının, akrabânın gönderdiği hediyedir, al bunu” der. Ölü, bu hediyeye çok sevinir, neş’elenir. Hediye gönderilmeyen komşuları ise, mahzûn olur, üzülürler.) [Taberânî]
Ölen kimse, ister yakınınız olsun, isterse yabancı olsun, onlar için Kur’ân-ı kerîm okuyarak, sadaka vererek ve duâ ederek yardımlarına koşmalıdır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Ölünün mezârdaki hâli, imdâd diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, ölü de, babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duâyı gözler. Kendisine bir duâ gelince, dünyanın hepsinin kendine verilmesinden daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yaşıyanların duâları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için duâ ve istigfâr etmektir.) [Deylemî]
(Bir kimse, kendisi veya başkası için, yetmiş bin kelime-i tevhid okursa, günahları affolur.) [M.Mazhariyye]
[Ölü için istigfâr etmek, onun için Kur’ân-ı kerîm okumak, sadaka vermek ve diğer hayır hasenâtta bulunmaktır.]
26- Sevâbı onlara olmak üzere hac etmek. Âlimlerin çoğuna göre ana-baba için hac câizdir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Ölmüş ana-babası adına hac edene, hem kendi, hem de ana-babası için hac yapmış sevâbı verilir. Ana-babasının rûhuna müjde verilir.) [D.Kutnî]
(Ana-babası için hac yapan veya onların borçlarını ödiyen, kıyâmet günü ebrâr ile haşrolur.) [Dârekutnî]
27- Sevâbı onlara olmak üzere sadaka vermek. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Sadaka veren, sevâbını neden müslüman olan ana-babasının rûhuna hediye etmez ki? Hediye etse, verdiği sadakanın sevâbı, onların rûhuna gideceği gibi, sevâbından hiçbir şey eksilmeden kendisine de yazılır.) [Taberânî]
28- Kabirlerini ziyâret edip Kur’ân-ı kerîm okumalıdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Ana-babasının veya birinin kabrini ihlâsla ve mağfiret umarak ziyâret eden, kabûl olmu? bir hac sevâbı alır ve bunu âdet edinenin kabrini de melekler ziyâret eder.) [Hakîm]
29- Kabirlerini Cum’a günleri ziyâret etmek. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Ana-babasının veya ikisinden birinin kabrini, her Cum’a günü ziyâret edenin günahları affolur. Haklarını ödemiş olur.) [Tirmizî]
Başka bir hadîs-i şerîfte ise, ziyâret esnasında Yâsin-i şerîf okuyanın günahlarının affolacağı bildirilmiştir. (İbni Adiy)
30- Ziyârette duâ ve Kur’ân-ı kerîm okumakla meşgûl olmak, uygunsuz söz söylememek.
31- Sağlıklarında incinmiş iseler, çocuk sâlih olunca râzı olurlar. Onların öğrettikleri iyi şeylerle amel ettiği müddetçe, sevâbı onlara da ulaşır.
32- Onlardan kötü bir yol edinmiş ise, her yaptığından onlara da günâh ve azâb gider. Bunun için, onlardan veya onların vâsıtası ile öğrendiği kötü şeyleri terk etmeli, kendi kötü amelleri ile, onlara kabirde azâb ettirmemelidir.
33- Ana-babaya sövmemek. Hadîs-i şerîfte, (Ana-babaya sövmek büyük günâhır) buyuruldu. (Buhârî) Ya’nî birinin ana-babasına söversen, o da senin ana-babana sövebilir. Onun için kimsenin ana-babasına sövmemeli, hiç kimseye kötülük etmemelidir!
34- Yakınlarına iyi davranmak. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Ölmüş ana-baba için duâ ve istigfâr etmek, borçlarını ödemek, dostlarına ikrâm etmek, onların yakınlarını ziyâret etmek, iyi davranmak sûretiyle onlara ikrâmda bulunun.) [Hâkim]
35- Dostlarını ziyâret etmek. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Babası öldükten sonra, onun dostlarını ziyâret etmek, iyiliklerin en iyisidir.) [Müslim]
(Kim, babasını kabrinde ziyâret etmek isterse, onun kendisinden sonraya kalan arkadaşlarını ziyâret etsin.) [İbni Hibbân]
(Babasını, kabrinde ziyâret etmek istiyen, babasından sonra onun ahbablarını ziyâret etsin. Ana-babasına iyilik etmemiş olan, onlar için sadaka versin, böylece ana-babasına iyilik edenlerden olsun!) [R.Nâsıhîn]
(Babasının arkadaşını ve onun oğlunu arayıp soran, babasına iyilik etmiş olur.) [R. Nâsıhîn]
Âlimler, “evlâda hizmet, babasına hizmet demektir” buyurmuşlardır. Evlâda hizmet babayı sevindirdiği gibi, evlâda düşmanlık da babayı üzer. Diğer yakınlarının durumu da böyledir. Babanın arkadaşına veya arkadaşının oğluna iyilik edince, baba memnun olmuş olur.
36- Dostları ile görüşmek. Hadîs-i şerîfte (İyiliklerin en mükemmeli, baba dostunu görüp gözetmektir) buyuruldu. (Müslim)
37- Fıtır bayramında, sevâbı onlara olmak üzere sadaka-i fıtır vermek.
38- Kurban bayramında sevâbı onlara olmak üzere kurban kesmek.
39- Ana-babanın sevdiği yemeği yapıp, fakirlere verip rûhlarını şâd etmek.
40- Kötülüklerini söylememek. Hadîs-i şerîfte (Ölülerinizi hayırla anın, iyiliklerini söyleyin, kötülüklerini açıklamayın) buyuruldu. (Tirmizî)