Meni ile ilgili Hadisler
Meni ile ilgili Hadisler
Hadis No : 3504
Ravi: Aişe
Tanım: Ben Resulullah (sav)’ın elbisesine bulaşan meniyi yıkıyordum. O, elbisesinde ıslak kısım (kurumamış) olduğu halde namaza giderdi.
Kaynak: Buhari, Vudu 64, 65; Müslim, Taharet 108, (289); Ebu Davud, Taharet 136, (371, 372, 373); Tirmizi, T
Hadis No : 3505
Ravi: Aişe
Tanım: Müslim’in bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: “Hz. Aişe (ra)’ye bir zat misafir oldu. Adam sabahleyin, elbisesini yıkamaya başladı. Hz. Aişe ona: “Sana, (meni) bulaşan yeri [gördüysen] orasını yıkaman kafi idi, göremediğin takdirde etrafını yıkardın. Ben, Resulullah (sav)’ın elbisesinden (meni bulaşığını) ovalamak suretiyle çıkardığımı biliyorum. O, (bir de yıkamaksızın) onun içinde namaz kılardı.” (Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “İyi biliyorum kurumuş meni bulaşığını Resulullah (sav)’ın çamaşırından tırnağımla kazıyarak çıkarıyordum.”)
Kaynak: Müslim, Taharet 105,109, (288,290)
Hadis No : 3506
Ravi: Yahya İbnu Abdirrahman İbni Hatib
Tanım: Anlattığına göre, Hz. Ömer (ra)’la içerisinde Amr İbnul-As (ra)’ın da bulunduğu bir cemaatle birlikte umre yapmıştır. Sefer esnasında su kaynaklarından birine yakın olan bir yolda Hz. Ömer, sabaha doğru mola verdi. (Herkes gibi kendisi de yattı. Bu esnada) ihtilam oldu. Sabah olunca kafilede, (yıkanması için yeterli) su bulunamadı. Hayvanına binip (yakınındaki) suya kadar geldi. Derhal bu ihtilamdan kalan meni bulaşığını yıkamaya başladı. Derken ortalık ağardı. Amr İbni’l-As (ra), Hz. Ömer’e: “Sabah oldu. Yanımızda temiz elbise var, şu elbiseni (yıkamayı) bırak, bilahare yıkanır” dedi. Ancak Hz. Ömer kendisine: “Ey İbnu’l-As, hayret doğrusu! Yani sen elbise buldun diye herkes elbise mi bulacak? Allah’a yemin olsun ben senin söylediğini yapsam bu bir sünnet olur. Hayır, ben gördüğüm (meniyi) yıkarım ve görmediğime de su çiler (temizlenmiş addeder)im!”dedi.
Kaynak: Muvatta, Taharet 83, (1, 50)
Hadis No : 3507
Ravi: İbnu Abbas
Tanım: Meni, sümük menzilesindendir. Öyleyse bunu kendinden, izhir otuyla da olsa sil at!
Kaynak: Tirmizi, Taharet 86, (117)